Jet Luck 2025 sahneye tekme tokat çıkmadı ama ayağını yere vura vura çıktı. İstanbul Finans Merkezi’nin göbeğinde, cam kulelerin göğü deldiği yerde, girişimcilik ateşi ikinci kez yandı. Düğmeye basıldı, asansör kapısı açıldı, fikirler yukarı çıktı. Yalnız çıkmadı… Her fikir, arkasında bir hayalle, önde bir ter damlasıyla yola koyuldu. İçeride 12 girişimci vardı. Kimi gözlüğüyle dünyayı gösterdi, kimi burnuyla veriyi kokladı. Yapay zekâya bulaşmayan kalmadı. Tarım, sağlık, insan kaynakları… Bu yıl Jet Luck sadece bir yarışma olmadı. Aynı zamanda bir sahne kurdu; hayal edenleri alkışlamaya çağırdı. Jet Luck 2025 sizlerle…
Halkbank, bu sahnenin ortağı oldu. Üstelik öyle kenardan bakarak değil. Girişimcinin yanına geldi, elinden tuttu, “Hadi, sahne senin” dedi. Yani burada sadece sermaye yoktu; destek vardı, güven vardı, vizyon vardı. Ve bu vizyonun zirvesinde, akıllı gözlük projesiyle Serkan Işıklı yer aldı. Guideverse, yarışmanın yıldızı oldu ama o gözlük, sadece göze değil, gönle de hitap etti.
Jet Luck’ın Asansöründe Kırk Katlı Cesaret Vardı
Jet Luck, girişimciliği asansöre soktu. Ama bu öyle AVM asansörü değil. Bu asansörde 50 saniyen var. Ne yapacaksan o sürede yapacaksın. Ne anlatacaksan göz kırpmadan anlatacaksın. Çay soğumadan fikir pişecek. Asansör konuşması denen şey, burada gerçekten asansörde yapıldı. Kapı kapandı, jüriyle baş başa kaldın. 50 saniye. Ne eksik, ne fazla. Bu kadar sürede dünyayı kurtaran olmadı belki ama burada kendini anlatanlar ikinci aşamaya geçti.
Jüri koltukları öyle boş değil. Osman Arslan, Hasan Mandal, Gürcan Karakaş, Serdar İbrahimcioğlu, Işıl Kılınç Gürtuna, Ebru Özdemir… Her biri kendi alanında duvar yıkan insanlar. Ve karşılarında, fikirlerini sırtlamış gençler. Gösteri başladı, puanlar verildi. Ama burada puan değil, parıltı önemliydi. İkinci tura kalan 9 girişimci, projelerini geniş geniş anlattı. Kimse 50 saniyeye sığmaz zaten. Ama önce o kapıdan geçmek gerekiyor. Cesaretin yoksa, o kapı zaten açılmıyor.
Girişimcilik Yarışı Değil, Girişimcilik Kervanı
Final geldi çattı. Sunumlar yapıldı, cümleler kuruldu, kalpler pır pır etti. Ve Guideverse birinciliği aldı. Serkan Işıklı, görmeyen gözlere ışık tuttu. Akıllı gözlük dediğimiz şey, burada sadece teknolojik değil. Aynı zamanda insani. Görmeyi kolaylaştırırken, görünmeyi de sağladı.İkinci sırayı IDD aldı. Yiğitalp Gökmen, bataryaları soğutmanın yolunu buldu. Isınan cihazlar, soğuk kanlı bir teknolojiyle tanıştı. “Bu işte bir enerji var,” diyenlerin elini yüzünü ak etti.
Üçüncülük koltuğu iki kişilikti. Relufy ve Smellcontrol, yan yana oturdu. Lara Aboulaban, yapay zekâyla müşteri segmentasyonu yaptı. Yasin Karaca ise kokuyu sayıya çevirdi, burnumuza algoritma yükledi. Girişimcilik burada sadece iş değil; duygu, sezgi ve çözümle birleşti.Kazananlar belli oldu ama Jet Luck’ta kaybeden olmadı. Fikri olan herkes kazandı. Çünkü burada görünmek başlı başına bir ödül. “Sahneye çıktım,” demek, birçok şeyin başlangıcı oldu.
Bu İşin Arka Planında Bir “BK” Var
Jet Luck’ın hikâyesini sadece sahnede değil, kuliste de okumak gerekiyor. Bu işin mimarı Bülent Kavaklı. Adını çok duymayan olur ama adımını görmeyen kalmaz. Tümmiad Başkanı, Valentura’nın kurucusu, girişimci savaşçısı. Kimi “Hayalperest” diyor, kimi “Dünyayı değiştirecek adam.” Ama ortak bir tanım var: BK.
BK bir fikirden ibaret değil. O, aynı zamanda bir akım. Kıymeti bilinmez belki ama yaptığı işler yankılanır. Jet Luck bunun canlı kanıtı. O “off” dediğinde sadece lambalar değil, fikirler yanar. Girişimcilik böyle bir şey. Bir fikrin vardır, biri seni ciddiye alır, sonra dünya değişir. Bülent Kavaklı, bunu sessizce yaptı. Ama onun sessizliği yankı üretir. Pastasını parmaklayanlar çok olur ama mumunu o üfler. Dileğini kim tutarsa tutsun, sonucu belirleyen hep aksiyon olur. Bu Jet Luck da onun aksiyonu.
Jet Luck Sadece Yarışma Değil, Yeni Bir İklim
Jet Luck 2025 yalnızca bir yarışma değil. Yeni bir iklim. Yeni bir soluk. İstanbul Finans Merkezi’nin kulelerinde yükselen sadece cam değil, aynı zamanda umut. Girişimciler buraya fikirle geldi, cesaretle girdi, ışıkla çıktı. Bu yıl ikinci kez yapıldı. Üçüncüsü olacak mı? Elbette. Çünkü bu ihtiyaç bitmez. Gençlerin fikri tükenmez. Bu ülkenin girişimci ruhu asansöre sığmaz zaten. Ama Jet Luck gibi platformlar o asansöre kat çıkıyor. Her kata bir mentör, her durağa bir yatırımcı koyuyor.
Buradan çıkanlar sadece ödül almaz. Aynı zamanda sorumluluk yüklenir. Işık olduysan, yol gösterirsin. Lamba oldun mu, karanlığı sorgularsın. Ve bazen, kendini yakarsın. Sırf başkaları önünü görebilsin diye.
Jet Luck 2025, geleceği bugüne taşıdı. Bu satırları okuyan biri varsa, ona da sesleniyorum:
Fikrin varsa, asansör çağır.
Cesaretin varsa, düğmeye bas.
Ve unutma: Her çıkış, önce bir adım ister.
